İris Kolobomu
Gözün sık görülen konjenital anomalilerinden biridir. İzole olarak veya kromozom anomalileri ve sendromlarla birlikte görülebilir. Ön embriyonel fissürün yetersiz kapanması sonucunda iris alt nazal kadrandan gelişemez ve pupilla anahtar deliği şeklinde görülür.
5-1 A. İris kolobomunda kornea küçük ve damla şeklinde uzanıyor, lensde arka subkapsülde küneiform opasite başlamış. B. İris kolobomu, katarakt ameliyatından sonraki görünüm; bazen lens, koroid ve optik disk kolobomu da tabloya eşlik edebilir.
Bazen bu duruma koroid, retina ve optik sinir başı kolobomu da eşlik edebilir. Yalnız başına ise genellikle görmeyi etkilemez. CHARGE (kolobom ve/veya mikroftalmi, koana atrezisi, genital hipoplazi, kulak anomalisi ve işitme sorunu, tek taraflı 7. sinir felci, fasiyal asimetri, yarık damak dudak ve yutkunma zorluğu), Aicardi, Meckel, Goltz, bazal hücreli nevus, Rubinstein-Taybi, Goldenhaar ve Warburg sendromlarında kolobom görülebilir .
niridi
İrisin tam veya kısmi yokluğu ile seyreden nadir bir anomalidir. Beraberinde makulada hipoplazi, katarakt, glokom ve nistagmus bulunabilir. Bu nedenle aniridili çocukların görme gelişimi yönünden yakın takibi gerekmektedir.
Genellikle bilateral görülür. Üçte ikisi ailesel, kalanı sporadiktir. Sporadik olguların %25’inde Wilms tümörü gelişir. Wilms tümörü gelişen olgularda 11. kromozomun kısa kolunda delesyon izlenir. Bu yüzden sporadik aniridisi olan olgulara ortaya çıkabilecek Willms tümörü açısından 5 yaşına kadar 3 ay, 10 yaşına kadar 6 ay ve 16 yaşına kadar senede bir renal ultrasonla takip edilmeleri önerilir. Genetik inceleme ışığında bu yoğun muayene ve takipler sadece kromozomda delesyonu ve PAX6 mutasyonu olan hastalara uygulanabilir. Daha nadir olmakla birlikte ailesel aniridide de Wilms tümörü bildirilmiştir.
Heterokromi
Heterokromi iki gözde iris renkleri arasında farklılık olmasıdır. Hipokromik veya hiperkromik olarak gözlenebilir. Yenidoğan döneminde iris renkleri henüz gelişimini tamamlamamıştır. Bu nedenle bu dönemdeki heterokromi tanısal değer taşımaz. Ancak ileri dönemlerde izole, akkiz veya sendromlarla beraber izlenebilir. Waardenburg sendromu, agangliyonik megakolon (Hirschprung hastalığı), Romberg’in hemifasiyal atrofisi, Horner sendromu, tek taraflı olarak travma, kronik inflamasyon, topikal prostaglandin analoğu kullanımında, irisde pigmentasyon veya atrofi gelişmesi ile heterokromi oluşabilir.
Bazen iris yapısı tek taraflı olarak iki renkli olabilir. Bunun nedenlerinin mikroskopla incelenmesi gerekir.
Albinizm
Albinizmde iris rengi hastalığın şiddetine ve ırka bağlı olarak değişik olabilir. Biyomikroskopide irisden transilüminasyon alınır. Kutanöz veya okülokutanöz formda görülebilir (Resim 5-11). Makula hipoplazisi, ciddi refraksiyon kusuru, şaşılık, ambliyopi ve nistagmus eşlik edebilir. Hermansky-Pudlak sendromunda albinizmle birlikte platelet anomalisine bağlı kanama diatezi mevcuttur.
Konjenital Miyozis
Dilatatör pupilla kasının konjenital yokluğuna bağlı olarak görülür. Pupilla kenarında tunika vasküloza lentis kalıntılarının kontraksiyonuna sekonder olarak da görülebilir. Pupilla genellikle eksantrik yerleşimlidir ve midriyatiklere cevabı azdır. Mikrokornea, ektopia lentis, iris atrofisi gibi diğer oküler anomaliler de tabloya eşlik edebilir. Konjenital rubella enfeksiyonu, herediter ataksi, Horner sendromu ve Lowe oküloserebrorenal sendromlu hastalarda görülebilir.
5-12 A-B. Konjenital idiyopatik mikrokori olgusu. Ailenin ifadesine göre doğumdan 2 ay sonra idiyopatik olarak sağ pupillanın kapandığı olgunun 6.ay fotoğrafı. C. Sağ pupillada sfinkter olması gereken bölgede 4 adet kesi yapıldıktan sonra ek patoloji olmadığı görüldü. Kapama ve refraksiyon tedavisi ile takip ediliyor.
Konjenital Midriyazis
Normal yapıda görünen irisde izlenen midriyatik pupilla, familyal iridopleji olarak adlandırılır. Bu hastalarda iris sfinkter travmaları, farmakolojik dilatasyon ve akkiz nörolojik bozukluklar ekarte edilmelidir.
Travmatik Midriyazis
Künt göz travması ile iris sfinkterinde yırtıklar oluşması sonucunda pupilla semidilate olabilir. Direk ve indirek ışık reaksiyonu mevcut değildir. Farmakolojik dilatasyondan farkı, hikaye ve mikroskop bulgusudur.
Korektopi
Pupillanın santral yerleşimli olmamasıdır. Korektopi sektör iris hipoplazisine bağlı oluşabileceği gibi, izole otozomal dominant korektopi de görülebilir. Lens sublüksasyonu korektopiye eşlik edebilir. Axenfeld-Rieger sendromunda ilerleyen korektopi izlenebilir.
İris Hipoplazisi, Polikori, Psödopolikori
Nöral krestten köken alan iris stromasının hipoplazisi sonucunda bir dizi ön segment anomalisi ortaya çıkar. Bunlar başlıca 6p25, 4q25 ve 13q14 lokusunda yer alan Axenfeld-Rieger ve iridogonyodisgenezis anomalileri olarak kendini gösterir. Gerçek polikoride her pupillanın kendi sfinkter mekanizması olması gerekir. Bu yüzden çok sayıda pupilla olgularının çoğu iris hipoplazisine bağlı gelişen psödopolikori olgularıdır .
Konjenital Pupilla ve İris Stroma Kisti
Pupilla kenarında posterior pigmentli epitelden köken alan kist oluşumu konjenital olarak nadiren görülebilir. Uzun etkili topikal kolinerjik ajanların kronik kullanımı ile akkiz oluşabilir. Genellikle görme eksenini bozmaz. Zamanla spontan absorbe olabilir; düzelme olmazsa pupillanın farmakolojik dilatasyonu işe yarayabilir. Cerrahi nadiren gerekebilir.
İris stroma kisti, iris pigment epiteli kistinin aksine hemen her zaman infant ve küçük çocuklarda görülür. Kist duvarındaki Goblet hücreleri müsin salgılıyorsa kist giderek optik ekseni kapatır ve sızıntı ile üveit ve glokoma yol açabilir. Kist büyüyor ve komplikasyona yol açma olasılığı artıyorsa kistin tedavi edilmesi gerekir. Çok çeşitli tedavi yöntemleri denenmiş olmakla birlikte tam eksizyon en doğru çözümdür.
Konjenital İris Ektropiyonu
Ektropiyon uvea olarak da bilinen bu durum irisin arkasındaki pigment epitelinin pupilla açıklığından irisin ön yüzüne doğru dönmesi ile oluşur. Bir nörokristopati olarak konjenital glokoma yol açabileceği gibi, nörofibromatozis ve fasiyal hemihipertrofide de rastlanabilir (Resim 5-16).
© 2022 PROF. DR. E.CUMHUR ŞENER. All Rights Reserved Designed by | OXIT BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ